Bazen başlamaktır sorun olan. En azından benim için öyle, bir şeyler yapasım var ama fikrim gelmedi. Olacak iş mi ? Sınırsız olasılıklar dünyasını sınırlarla çevrelemek belki bir işe yarar dedim ve öyle de oldu. Sınırları belirlemek için yetkili merciye başvurdum , çizesi yokmuş bizde yapıştırdık...Gerçi ilk konumdan uzaklaştım zaman içinde ama güzel olan da bu süprizli hali zaten. Birkaç dergi sayfası bir de reklam kitapçığı işe başlamak için yeterli geldi. Reklamdaki çocuk pek bi prens olunca bende başladım yazmaya. Yan sayfadaki kız bir kurbağa görmüş, onu prens sanıp öpmüş, bu maceraya atılan beşinci kız olduğunu bilmiyormuş. Kurbağa da yalnızca kurbağaymış zaten masalda burda bitmiş.. Masal bitince boyamada yapıyım dedim azıcık, şurdaki kuş pek şirin, burdaki yapraklar minicik, çocuğum ya bundan da sıkıldım... En sonunda bi de akrilik boyalarımla oynadım. Oyunun sonunda bugünün havası gibi bir görüntü çıktı ortaya sonbahar gibi, kış gibi, benim gibi yani....
31 Ekim 2014 Cuma
Gibi gibi....
Bazen başlamaktır sorun olan. En azından benim için öyle, bir şeyler yapasım var ama fikrim gelmedi. Olacak iş mi ? Sınırsız olasılıklar dünyasını sınırlarla çevrelemek belki bir işe yarar dedim ve öyle de oldu. Sınırları belirlemek için yetkili merciye başvurdum , çizesi yokmuş bizde yapıştırdık...Gerçi ilk konumdan uzaklaştım zaman içinde ama güzel olan da bu süprizli hali zaten. Birkaç dergi sayfası bir de reklam kitapçığı işe başlamak için yeterli geldi. Reklamdaki çocuk pek bi prens olunca bende başladım yazmaya. Yan sayfadaki kız bir kurbağa görmüş, onu prens sanıp öpmüş, bu maceraya atılan beşinci kız olduğunu bilmiyormuş. Kurbağa da yalnızca kurbağaymış zaten masalda burda bitmiş.. Masal bitince boyamada yapıyım dedim azıcık, şurdaki kuş pek şirin, burdaki yapraklar minicik, çocuğum ya bundan da sıkıldım... En sonunda bi de akrilik boyalarımla oynadım. Oyunun sonunda bugünün havası gibi bir görüntü çıktı ortaya sonbahar gibi, kış gibi, benim gibi yani....
27 Ekim 2014 Pazartesi
Ekim'i yedim....
Afiyetler oldu ... Koca ekim ayını yedim yuttum. Hastalıktı ustalıktı, gezdimdi tozdumdu, canım istemedi kirpiğim düştü, yaz geçti kış geldi derken, pirelerin berber, develerin tellal olduğu masallar masallar. Kime anlatıyorum pek tabii kendime. Kalk diyorum iki satır yaz kime diyorum, öyle havaya konuşuyorum. Ona soruyorum buna soruyorum millette bir kellik hali merhemim olsa başıma sürerim diyenden bol bişey yok. Bir tembellik bir üşengeçlik geçmedi gitti. Artık neredeyse kabullendimdi ki durumu bugüne geldim, hadi dedim bi başla gerisi gelir bakalım nasıl gelir. Hep beraber bekler görürüz artık. Aklımda birazda değişiklik yapmak var ya fikrim gelmedi onu bekliyorum dur bakalım oda elbet bir ara gelir. Şimdi iki satır bişey yazmaya üşenen başka şeyde yapmamıştır diyorsanız işte orda yanılıyorsunuz derim buyrun sesimi kesip tembel tembel yattığım günlerde neler yaptım neler. Keyifli seyirler...
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)