Mini Mini....

Eşiniz tvnizi Riddick Günlükleriyle işgal edince ve sizin abartılı dövüş sahnelerine merakınız yoksa, saatde gecenin 10uysa yapılabilir işler listeniz gayet azdır. En keyiflisine sığınarak ben minicik hediyelerime  paketler yaptım dün gece. Büyük olan hediyelerimin zaten kendi paketleri olduğundan onlara yapılacak pek birşey yok. Birde şekilsiz minik olanlar var ki ben onları bu sene renkli kese kağıdı formundaki paketlerin içine koydum. Hem şık hem de özenli durdular. Yuppiii...
Şimdi hemencik anlatıyorum nasıl yaptığımı. A4 boyutundan biraz küçük renkli kağıtlarımın orta noktalarını işaretledim önce. Ardından sağ kanadı orta noktayı bir cm kadar geçecek şekilde içe doğru katladım. Sol kanadı ise tam orta noktaya gelicek şekilde...Sağ kanadın içeride kalan o bir cmlik bölümüne yapıştırıcı sürüp iki yakayı bir araya getirdim. Alt kısımda yaklaşık dört cmlik bölümü paketin üzerine doğru katladım. Açık olan bu katlı parçanın yan kenarlarını ayyyy burası biraz origami şeklinde nasıl anlatılır bilemedim, en iyisi fotoğrafa bakın siz. Ne diyemediğim çok net anlaşılacaktır sanıyorum. Alt bölümün katlanması ve yapıştırılması bitince yanlardan yaklaşık birer cmlik  bölümleri önce içe, sonra açıp dışa doğru katlayıp tekrar açtım. Aslında işim burada bitti gerisi kesenin ağzını açıp elimle düzletmek oldu. Küçük kağıt torbacıklarım süslenmeye püslenmeye hazırdılar. İçine hediyeciklerimi yerleştirdikten sonra ağzını katladım. Minik delikler açıp parlak iplerle bağladım. Son rötüşları yapıp bitirdim. Bu kapama işi çok daha çetrefilli filan olabilir aslında. Dikilebilir, kurdeleyle bağlanabilir. Stickerlarla basitçe yapıştırılabilir yani ne bileyim. Mesela ağız kapatılmaz ama minik iplerden saplar eklenip çanta yapılabilir=)) Ben tüylü mandallı kağıt keselerimi çok beğendim. Umarım hediyelerini alınca dostlar da beğenir. Son söz kendimi Noel Anne gibi hissettiğim  için herkese benden: Ho ho ho.... 

Son Dakika Süsleri...

Geldik yılın son haftasına. Eğer hala daha evinize yeniyıl neşesini nasıl getireceğinizden emin değilseniz belki de tam yerine geldiniz. Olayı kişiselleştirmenin renkli bir yolunu tarif etmeye çalışacağım bugün sizlere. Hemde evdeki ufaklıklarda size yardım etmek isteyebilir ki bu durumda neşeli bir pazar günü sizleri bekliyor derim ben. 
100 kişiye sorsak, "Yeni yıl denilince aklınıza gelen ilk şey nedir" diye "Süslü püslü ağaçlar" en popüler cevap olurdu sanırım. İşte o ağaçları süslemenin geri dönüşümlü hali: Kağıt torbalardan süsler...
Reklamları geçersek efendim, süsleriniz için basit şekiller seçin, mesela yıldız, kalp gibi. Bu şekilleri bir kartona çizip, keserek güzel, kalın bir şablon oluşturun. Yok uğraşamam derseniz alternatif yolu mega şekilgeçler olabilir. Şablonlarınızın yardımıyla kağıt torbalarınızın arkasına 20 tane aynı şekli çizin. (Burada minik bir hatırlatma ben biraz kalınca olan torbalardan seçtim yapıştırıcının etkisiyle kıvrılmasınlar diye) Şimdi sıkıcı bölüm başlıyor. Sabırla bunları kesin sonuca ulaştığınızda çok güzel olacak garanti ederim. Kesim işiniz bitince her bir parçayı renkli yüzleri içerde kalacak şekilde ortadan ikiye katlayın. Şimdi elinizde yarım porsiyon olan bu şekillerle yapıştırıcıyı buluşturmanın tam vaktidir. Bir yarım kanada yapıştırıcı sürün ve ikinci parçanın kanadıyla birleştirin. Böyle kanat kanada yapıştıra yapıştıra 20 parça bittiğinde,  bir mandal yada küçük bir ağırlık yardımıyla hareketsiz hale getirip kurumaya bırakın. Beklerken bir parça ipi ikiye katlayın, iki boncuk yada düğmeyi ipinize geçirip açıkta kalan iki ucu düğümleyin. Kuruyan şeklinizin akordeon gibi açıldığını görüceksizin, eğer açılmıyorsa yapışkanınız yapışmaması gereken kanatları tutuyordur ayırın onları birbirinden=))) Boncuklu ipinizi gövdenin ortasına koyun, boncuklardan biri gövdenin başlangıç yerinde diğeri bitiminde kalsın. Yapıştırdığınız ilk parçayla son parçanın dışta kalan kanatlarını birbirine kavuşturun  ve kuruduktan sonra süsünüz kullanıma hazırdır. Kes, yapıştır kısmı biraz vakit alıyor tamam ama sonuç güzel ve eşsiz... Umarım seversiniz ve denersiniz keyifli pazarlar...

Hediye Paketlerim...

Bu ne koşturmacadır, gerçekten anlayabilmiş değilim. Tamam yıl sonu olabilir e canım ben şirket miyim yıl sonu hesaplarıyla uğraşıyor olayım. Hayır neyin yoğunluğu onu da bilemedim, hayatım İstanbul trafiğini beşe katlar hale geldi. Bugün salon taraflarında iski kazı çalışması ayrıca mutfak dolaylarında metro istasyon bakımı var =)) Yok neden söylüyorum bunları, istiyorum ki  şuraya iki satır yazamıyorsam tembelliğimden sanılmasın ya da boşvermişliğimden. Tam aksine  gerçekten sürekli yeni bir şeylerin içinde buluyorum kendimi. Oysa yılın bu zamanı bitmelerin, birşeylere hoşçakal demelerin vakti diye bilinir. Şikayet ediyorum sanmayın üzülürüm, yani memnunum halimden, sadece vicdan yapıyorum, bir de yeni gelenlerle beraber eski işleri harmanlayıp doğru bir zaman planlaması yapmayı beceremediğimden içerliyorum kendime içten içe. İşte durum böyle, paylaşayım bilin istedim. Bugün boş vakit buldum ya oyun oynamaya karar verdim azıcık. Hani gelinlere düğünden önce saç provası yapılır ya ben de hediye paketi provası yapmak istiyorum. Önce yazıyı yazdığım için neler çıkar ortaya bilemiyorum. Buyrun hep beraber bakalım. Güzel sürprizlerle dolu günler sizinle olsun, sevgiler.... 

Test Mutfağı...

Bir pinterest denemesiyle daha karşınızdayım sevgili dostlar. Günün eğlencesi mutfakda başlayıp masa başında sona erdi. Tuz hamuru benim için hayli bilindik bir şey olsa da pişirilebilir olan bir tarife rastlayınca tutamadım kendimi. Hemen denedim. Sonuç beklentimin üzerinde, kesinlikle çalışılabilir bir malzeme. Bu tarife benden 10 üzerinden 9. O bir puanlık kırığın sebebi ilerleyen satırlarda yer alacak.
Sanal alemde bir çok tuz hamuru tarifi var ama, ben bu hamurdan kolye yapan bir hanımınkini denedim. Tarif şöyle 2 ölçü un, 1 ölçü tuz ve bir ölçü su iyice yoğurulur ve güzel bir hamur yapılır. Ama dikkat edin hamuru yaparken ve hatta üzerinde çalıştığınız sürece ellerinizi ağzınıza, gözünüze götürmeyin, feci halde yakıyor. Evet nerde kalmıştık, hamur iyice toplanınca bir oklava ya da merdane yardımıyla 2-3 mm kalınlıkta açılır. Ardından kesme işlemine başlanır. Ben kesme işi için bir çay bardağı ve kurabiye kalıpları kulandım. Başka malzemelerde işe yarar tabi. Kestikten sonra isterseniz hemen pişirmeye başlayabilirsiniz, belkide benim yaptığım gibi şeklinize bir doku verebilirsiniz. Benimkiler için silikon baskı kalıbı kullandım. Doku vermek için bıçak, çatal, üzerinde kabartma deseni olan herhangi bir objede işinizi görür. Pişirme aşaması tarifte 250 derecede 2 saat olarak verilmişti. Ben 200 derecede 1 saat pişirdiğim halde kızardılar. İşte puan kırdığım nokta burası. Sanırım 170 derecede 1-1,5 saat pişerse daha başarılı olur. Deneyen olursa lütfen haber versin.Piştikten sonra da bu kurabiyeleri yemiyoruz. Onları güzelce soğutuyoruz ve gönlümüze göre boyuyoruz. Test mutfağımdan çıkan ilk ürünleri yılbaşı süsü olarak tasarladım. Belki de hediye paketlerimin üzerine yerleştirebilirim kısmet diyelim=) Son bir kaç hatırlatma, tek kullanımlık yapılmalı çünkü pişirmeden saklanamıyor, kurumaya başlıyor ve şekil verilemez hale geliyor. Bir de asılabilir bir parça tasarlamak isterseniz pişirmeden önce hamura delik açmayı unutmayın. Kolay gelsin ve iyi eğlenceler....

Sezon Trendi: Kırmızı...

2013'ün "eh artık ufak ufak kaçayım ben " dediği bu günlerde feci halde yeni yıl sevinç moduna girmiş bulunmaktayım. Sabah yoga yaparak başladığım buz gibi soğuk bu günü, canım arkadaşım sevgili Ece'ciğimin hoş sohbetiye ısıttım. Kırmızılı yeşilli şenliğime kafamdaki minik çan seslerinin eşlik ettiği neşe dolu günler beni bekliyor artık. Her ne kadar geleneksel ağaç süsleme keyfimi hala gerçekleştirememiş olsam da, yeni bir yıla başlıyor olma fikri bile sıcak çikolata içmişim gibi mutluluk yaratıyor içimde.
Peşin peşin söyleyeyim ki kusura bakmayın, bu ay bol bol kırmızı takılacağım. Ve bu kırmızıların ilki: Kardan adam şıklığı... Mine'nin sezon trendine uygun olarak döktürülen bu çalışmanın hakim renkleri kırmızı, siyah ve beyaz. Kullanılan malzemeler, aynı renklerde akrilik boyalar, şık desenli kağıt peçete ve bir miktar ip. Tüm zemin önce beyaza boyandı. Tam ortaya kuru fırça darbeleriyle kırmızı şerit atıldı. Üzerine peçeteden bir miktar çiçek ve böcek dekupe edildi.(Türkçe meali peçetenin tüm alt katmanları bir soğan gibi soyuldu ve en üstteki renkli bölüm arzu edilen yere yapıştırıldı) Anka sanattan temin edilen silikon baskıyla baklava şeklinde bir hat resmin sol tarafında yerini alırken, kardan adamımıza  siyah kelebekler eşlik etti, artık ne alakaysa =)  Son olarak tüm sayfa üzerine iyice sulandırdığımız siyah akriliğimiz fırçaya yüklenerek serpme işlemi uygulandı.
Bu güzel günü resim yaparak tamamlamak keyfime keyif kattı. Nacizane ilk yeni yıl dileğim hepimize gelsin: Barış, sağlık ve neşe günlerimize yarenlik etsin, görüşmek üzere...

Serbest Zırvalama Sezon 1 Bölüm 71...

Geçenlerde bizim kitaplıkta temizlik vardı. Vakti zamanında okunmuş ama bilmem kaç zamandır sadece taşınırken yer değiştiren kitaplarımızı bir vakfın kütüphanesine bırakmak için ayırdık. O esnada elime 93 yılında gittiğim iki serginin kitapçıkları geçti. Ne yapsam bilemedim. Atsam atılmaz, satsam satılmaz. Baktım iyi kalite kalın kağıt, en iyisi resim defteri olarak kullanayım dedim.
Birini açtım masanın üzerine. Aklımda bi fikir yok, zaten olsa ressam olurdum, nerden bulurlar o konuları bilmem. Dışarıda da yağmur yağıyor ne yapsam ne yapsam . Gerçekten bilemedim, başladım doğaçlamaya... Önce gelişi güzel bir zemin rengi sonra başka bir renk derken bir tane daha.. Aaa stencillarım , biraz şu olsun biraz bu olsun baktım bizim doğaçlama döndü zırvalamaya. Merak ettim ne kadar zırvalayabilirim diye durmadım, durdurmadım kendimi. Buraya şuraya derken sıkılmaya başladığımı anladım dedim öyleyse resmim bitmiştir.
Sonunda üstüste gelen renklerin yarattığı etkiyi çok sevdim. Zırvalamakta iyi geldi, elime sağlık çok keyifliydi. Yine olsun yine yaparım ama bir şey anladım zırvalamak bazen cesaret isteyen bir şey. Neyse ne sergiye çıkaracak değilim ya maksat renk olsun=))