Yok olmadı, tam üç kere denedim bu yazıyı yazmayı ... Olmadıysa zorlamanın anlamı yok bu da sadece resimli olsun. Fotoğraflarda bugünki çalışmalarım var, belki biraz da dünkü... Yeni cafe günlüğümün ilk sayfasında "Pasta Sanatı" Suadiye cafe deneyimim var. Yanında farklı ve iham verici bulduğum fotoğrafları saklamanın çözümü olarak ortaya çıkan esin defterimden sayfalar ( bu bahaneyle geçen yılın kullanılmış ajandası çöpe gitmekten kurtuldu.) Son olarak iki hatırlatma kartı. Sanırım hepsi bu kadar ...
11 Eylül 2014 Perşembe
Sadece Resim....
Yok olmadı, tam üç kere denedim bu yazıyı yazmayı ... Olmadıysa zorlamanın anlamı yok bu da sadece resimli olsun. Fotoğraflarda bugünki çalışmalarım var, belki biraz da dünkü... Yeni cafe günlüğümün ilk sayfasında "Pasta Sanatı" Suadiye cafe deneyimim var. Yanında farklı ve iham verici bulduğum fotoğrafları saklamanın çözümü olarak ortaya çıkan esin defterimden sayfalar ( bu bahaneyle geçen yılın kullanılmış ajandası çöpe gitmekten kurtuldu.) Son olarak iki hatırlatma kartı. Sanırım hepsi bu kadar ...
9 Eylül 2014 Salı
Yeni Kapak....
5 Eylül 2014 Cuma
Minik Bavul...
Kütüphanemde mutlaka iyi bir, hatta birkaç atlas vardır. Dolabımdaysa güzel bir bavul. Çok severim haritaları da, bavulları da. Belki de bana başka coğrafyalarda aynı gökyüzüne bakabilme olasılığı sağladıkları ya da evimden ayrılmadan dünya turlarına çıkardıkları içindir onlarsız olamamam. Nedeni çok net değilse de önemli de değil aslolan onlarla aramdaki bağ. Bir süre önce hoş bir mağazada gezerken gözüme küçük karton bavullar takıldı. Her gördüğümde pahalı bulup almadığım için alışkanlık yapmış, yine başbaşa bir kaç dakika geçiririm demiştim ki gözüme fiyat etiketi ilişti. Öyle güzel bir indirim yapmışlar ki alıp bavulumu elime çıktım mağazadan. Eve döner dönmez içini doldurdum odamda baş köşeye koydum. Onunda keyfi pek bir yerindeydi ta ki benim meraklı yanım harekete geçene dek. İçindekileri çıkarttım nasıl yapmışlar bunu diye evirdim çevirdim. Orasına baktım, burasını mıncırdım. Sonra yine içini doldurup yerine kaldırdım. Kafamda nasıl yaparım netleşip oturmadan da celallenmedim. Ama bugün daha fazla dayanamayarak oturdum uğraştım. Malzeme olarak mukavva kullanmam gerekirken dur bakalım önce bir deneyelim diyerek eski bir karton kutu tercih ettim. Üç parça dikdörtgen olayı çözdü. Ayrıca kartonun oluklu olması şekil vermemi kolaylaştırdı. Yapımında hiç yapıştırıcı olmadığı için kurumasını beklemek zorunda kalmadım ama dikiş nakış bölümü biraz el oyaladı. İlk denemenin sonunda başarmak her zaman nasip olmaz bana. Bugün şanslı günümdeyim sanırım. Ben bu bavullardan daha çooook yaparım.
3 Eylül 2014 Çarşamba
Son Kriz : Defterler...
Yok, anladım ben. Bu krizlerim bitmez benim. Takıldım mı feci takılıyorum bir şeye. Şöyle az biraz zaman geçipde arkamı dönüp baktığımda farkediyorum yediğim naneyi ama geçmişler olsun. Öyle böyle değil, sıra sıra defterler uçuşuyor gözlerimin önünde yaprak yaprak. Küçükleri, büyükleri, elyapımı, fabrika çıkışlısı... Ayarım bozuk ya şunun için bir tane, bu proje için şart, benim hiç böylesi yok, bak bu sırt dikişine bayılıyorum e deneyelim o zaman derken, yarım düzine defter yapmışım. E bir dur nefes al yani değil mi? Az biraz vaktimi aldı ama durmayı başardım. Tabii hal böyle olunca bari fotoğraflarını ekleyeyim bloğa dedim. Böylece günün bu pek manalı yazısı da ortaya çıkmış oldu. Gönül isterdi ki zamana yayılsınlar, her birini nasıl yaptım ayrı ayrı anlatayım. Kısmet değilmiş, nasipse başka bir krize artık. Yine aklıma parlak bir fikir gelir ve o fikrin içinden de bir defter geçer illa ki, o zaman anlatırım. Bu durumda sevgilerimi yolluyorum size, kalın sağlıcakla :))
Etiketler:
art journal,
DIY,
handmade book,
paper craft
1 Eylül 2014 Pazartesi
Anlar, Anılar...
Fotoğraflar anı durdurmanın en etkili ve tek yolu. Her ne kadar artık sanal alemde turlasalarda eskiden makinelerdeki ruloları fotoğrafçılara götürür merakla beklerdik nasıl çıkacaklarını. Ay gözüm kapalı çıkmış, saçım uçuşmuş deyip silivermek yoktu öyle, ne çıkarsa bahtına, şans oyunu gibiydi. Bazen koca bir rulo yanardı da vahvahlanırdık. Yaşlanmak böyle bir şey herhalde :) oldukça tehlikeli bulduğum bu konuyu kapatıyor ve sadede geliyorum. Silgiden iki yeni baskı oydum kendime. Doyamadığım fotoğraf makinesi şeklindeki baskılarıma bir yenisini eklerken yanına bir de arap ekledim eski tabirle. Mükemmel değillerse de iyi iş görüyorlar. Anları dondurup, anılar yarattığım resimlerimde kullanılmak üzere rafımdaki yerlerini aldılar. Doğrusu onları kullandığım resimlerim nasıl çıkacaklar heyecanla bekliyorum...
Not: Bu yazı yazıldıktan sonra rötarlı bir şekilde yayınlanıyor. Bu nedenle olaydan bağımsız görünen fotoğraflar -ki gerçekten öyle- için bir açıklama yazmayı uygun buldum. Dönüşüm sürecim kapsamında yaptığım "bir ağaca yaslan etkinliğim" sırasında çektiğim o fotoğraflarda sevgili arkadaşlarım Ayça ve Ayferi'nin Hindistan seyahatlerinden benim için getirdikleri muhteşem hediyeleri yer alıyor. El oyması iki baskı kalıbı ve çantamı keyifle kullanacağım ikisine de tekrar teşekkür ediyorum, beni çok mutlu ettiler...
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)