27 Nisan 2013 Cumartesi

Hızlı ve eğlenceli...



  
Sabırsız bir insanım ben. O yüzden sonuca ulaşmak için uzun uzun bekleyen insanlara hayranlık duymuşumdur hep. Böyle bir kitabı yazmak için bilmem kaç yıl çalışanlara, bir heykeli aylarca yontanlara saygım büyüktür. Ama benim gibi sanatı seviyorsanız, sabrınız ya da vaktiniz azsa süreci hızlandırmanın yollarıda yok değil hani. Mesela koca koca tuvaller yerine bir oyun kartı büyüklüğünde çalışmalar yapabilirsiniz. Hem zevkli, hem hızlı. Üstelik istediğiniz teknikte emrinize amade. İster suluboya, ister desen , ister kolaj  hiç farketmez. Hepsi ATC' lerde kullanılan teknikler. Ah evet günün olayı ATC...
"Artist trading card" kavramının Türkçe'de kullanılan bir karşılığı var mıdır bilemiyorum. Bileniniz varsa lütfen söylesin. O zamana kadar, Türkçeleştirmek gerekirse "Sanatçı değişim kartları" diyebiliriz sanırım. Aynı cips paketlerinden çıkan oyun kartları gibi, super güçleri yok ama farklı fikirlerden ilham almak için değiş tokuş yapılıyorlar. Dünya çapında bu kartları yapan ve birbiriyle değiştiren çok sayıda insan var.

ATClerin  2,5*3,5 inch veya 64*89 mmlik standart kabul görmüş ölçüleri dışında  tema ve teknik olarak tamamen özgür bırakan çok eğlenceli bir uğraş olduğunu söylemeden edemeyeceğim. Her kartın arkasına yapan kişinin adı, yapıldığı tarih ve çalışmaya verdiği ismi eklemesi adetten. Böylece değiş tokuş tamamlandığında hangi kartın kime ait olduğu karmaşası yaşanmıyor.
Ben şimdilik değiş tokuş yapmak için değil, eğlenceli oldukları için yapıyorum kartlarımı. Kim bilir belki bir gün bizim de bir ATC klubümüz olur ne diyelim kısmet...



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder