Eylül ayının bu ilk pazartesisi süprizli bir gün oldu benim için. Erken bir vakitte uyanıp güne hazırlandım. Ajandama bakıp günün olaylarını gözden geçirdim, kalabalık bir listeydi. Gidilecek yerler, görülecek işler, kesin hepsi yetişirdi tabii. Ne zaman yetiştiler ki bugün yetişsinler, dimi ama. Benim ki de işgüzarlık yani...
Dışarıda işler yolundaydı taaa eve dönünceye dek. Üst baş değişti, alınanlar yerleşti derken tam masamın başına oturdum ki bir hapşırdım, aman allahım kendi sesimden korkup sıçramışım. Hemen ardından film koptu. Kaşınan bir burun, yanan bir geniz, ardından gelen şaşırtıcı değil tabii tüm eklemlerde ağrı. Yaz günü hasta oluyorum iyi mi? İyi, napalım bu da geçer. İlaçla bir hafta, ilaçsız yedi gün derler ya hani yapıcak bir şey yok çekicez artık.
Öyle hastalığa pabuç bırakacak biri değilim, yok yatamam sıkılırım, bu durumda kaç gündür kafamda dolanan defteri yapmanın tam zamanı. Sayfalar tamamdır, bir kutucuktan kapak kesildi, kalınca bir kağıda kapağı kaplamak için desenler yapıldı. Sonra da hepsi bir araya getirildi ama kaytarma lüksümü de kullanmadım değil. Kapağın içini kaplamadan bıraktım ve sayfaları dikmek yerine de kurdeleyle bağladım. Aslında kurdele kısmı üşengeçlikten değil, sayfaları çıkarabilmek istediğimdendi. Her neyse şimdi yeni bir eskiz defterim var, içine stamp desenleri fikirlerimi çiziktiricem. Bakın bakalım nasıl olmuş...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder