13 Eylül 2013 Cuma

Yeni Kitabım ve ATC'ler...



Ben bir sanatçı değilim. Eğitimim de bu alanda değildi ( gerçi olsun isterdim), zaten öyle keşfedilmemiş bir yetenek filanda yok bende. Sadece denemeyi seviyorum. Benim için aklımı ve ruhumu sakinleştirmenin en zevkli yolu bu. Otobüste  okurken kitabımdaki bir paragraf tam da bu konudaki düşüncelerime tercüman oldu. Sizinle de paylaşmak istiyorum, diyor ki;
 " İçsel yolculuğuna herhangi bir yerden başlayabilirsin, ister karanlıktan, ister aydınlıktan. Hiç farketmez. Arayışında samimiysen ve zekiysen, yolunu zaten bulursun.
 Sadece insanlar neşe ve yaratıcılık yolunun ızdırap çekmekten daha kıymetsiz olduğunu varsaydığında sinirim bozuluyor. Bana göre binlerce yıllık dini öğretinin bir ürünü bu: üzgünsen, ciddiysen doğru yoldasındır. Neşeli ve oyuncu biriysen yoldan sapmışsın demektir."
( Daha fazlası için bakınız: Meera Hoshimato, SANATIN UYANIŞI, Yaratcılığa yepyeni bir bakış. Butik yayıncılık.)
Aklımda bu satırlarla girdim oyun odama, üzerinde uzun uzun düşünmeye değer fikirler bence. Ama düşünürken boş durmadım, bir dizi yeni ATC üzerinde çalıştım. Kural yok , korku yok düsturuyla yola çıkınca herşey daha kolay geliyor bazen insana. Bugün benim canımın çektiği gibi kuraldışı bir şeyler yapmak isterseniz sizde  ATC'leri deneyebilirsiniz. Boyutları küçük , gözünüzü korkutmaz. Hızla başlayıp bitirebilirsiniz. Ayrıca sınırları yok, hal böyleyken malzeme sıkıntınız da. Bir parça oluklu mukavva, eski bir broşür size arzu ettiğiniz hizmeti sağlayacaktır. Belki kurdeleler, düğmeler, danteller eklersiniz... Ne yaparsanız, nasıl yaparsanız yapın dikin, kesin , boyayın. Yeter ki  içinizdeki çocuğun şevkini kurallarla, korkularla kırmayın. Bol kahkahalı, neşeli, gazsız, tozsuz bir haftasonu diliyorum. Görüşmek üzere...







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder